9 Haziran 2014 Pazartesi

"Hoş geldin Oğlum" - Nil Karaibrahimgil

Merhaba;

Bu sabah Nil Karaibrahimgil'in oğlu için yazdığı yazıyı okurken, bunu bir yere kaydetmeliyim, duygularını ne kadar güzel ifade etmiş, ne kadar doğru anlatmış, tıpkı hissettiğim gibi, aynen bende olduğu gibi dedim kendi kendime. 

Sonra düşündüm; bunu en güzel blogumda saklayabilirim diye. Sonra burada paylaşmaya karar verdim. Böylece istediğim zaman açıp okuyabilir, bir ömür saklayabilirim. Hem de okumamış olanlarla da paylaşabilirim dedim.
İşte o anlamlı yazı:


Meğer Aziz Arifmişim
Meğer ben suymuşum. İçimdeki akvaryumda bir insan büyüyebilirmiş.
Meğer ben aklım değilmişim sadece, kalbim de değilmişim, bir bedenmişim ben. Ikınıp bir canlıyı hayatla buluşturabilecek basit bir beden.
Meğer ben kadınmışım. Kadın gibi bir kadın. Çocuk gibi bir kadın değil sadece.
Meğer ben aynadaki ben değilmişim. Aynadaki kimmiş ben başkaymışım. Bir içim varmış benim. Bir de dışım.
Meğer tek aşk, şarkılardaki değilmiş. Başka bir aşk varmış yavruya duyulan. Kalbe doğumla dolan. Kaynağından gözyaşlarıyla fışkıran.
Meğer annem... Ah annem... Bakın yazamıyorum ona gözlerim doluyor.
Meğer beslemeye muktedirmişim. Sütmüşüm ben, ilaçmışım, balmışım.
Meğer kokum birine cennetmiş, sığınakmış, yuvaymış.
Meğer kaderde en sevdiğim adamdan çocuk yapmak da varmış, şükür.
Meğer bilmediğim ne çok şey varmış. Asıl anlatacak ne çok şey varmış bilmem ki nereden başlasam... Dünyadan? Kıtalardan? Hayvanlardan? Annenden, babandan, insanlardan?
Meğer uykusuzluk da güzel olabilirmiş. Hatta fazla uyku hasret yaparmış, yavrunla arana girermiş.
Meğer her şey yeniden başlarmış. Eski olan her şey bir anda eskirmiş.
Meğer seninle konuşmayan minnacık bir adam, sana kendini anlattırırmış.
Meğer benim bir oğlum olacakmış, kim bilebilirdi.
Meğer ben bir matruşkaymışım. İçimden bir küçüğüm çıkarmış.
Meğer geceyle gündüz palavraymış. Hepsi şimdiymiş. O uyumayınca uyku da neymiş. Uykun gelmezmiş. Zaman güneşin uydurmasıymış.
Meğer annem beni bundan merak edermiş, arayıp sorarmış, dayanamaz gelirmiş, başımdan eksik olmazmış, deli gibi severmiş.
Meğer ben Nil Karaibrahimgil, Aziz Arif’sizmişim eskiden.
Meğer minik bir yavrunun gözlerinde kainatın sırrı gizliymiş. Bakıp çözülmezmiş sadece dalıp gidilirmiş.
Meğer avuçlarım onun elleri için kılıfmış.
Meğer kollarım onun ilk eviymiş.
Meğer sesim ona müzikmiş, hikâyeymiş, ninniymiş.
Meğer dualar gerçek olurmuş.
Meğer kalbim artık onun kalbiymiş. Onda atacakmış.
Meğer büyümenin, öğrenmenin, çoğalmanın, yenilenmenin sonu yokmuş.
Meğer yeryüzünde cennet varmış.
Meğer mutluluk gözyaşları varmış.
Meğer biri uyurken yapacak şeyinin kalmadığı, aklına bir şeyin gelmediği olurmuş.
Meğer sevginin sonu yokmuş.
Meğer iki kelime bir büyü gibi diline dolanıp bir ömür bütün cümlelerinin öznesi olabilirmiş. Aziz Arif.
Meğer babamın dediği gibi bizim için artık, ‘saatli maarif takvimi’ yokmuş, ‘sıhhatli Aziz Arif takvimi’ varmış. 
Hoş geldin oğlum.
Aziz ol.
Arif ol.
Amin.

Nil Karaibrahimgil - 09.06.2014


Pin It!

2 yorum:

  1. daha evvel bir yerlerde okumustum,,ama bir daha okumaya deger:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten çok etkileyici. Ben de kalıcı olsun, dönüp sönüp tekrar okuyabilmek için buradan paylaştım. Kucak dolusu sevgiler,

      Sil

Fikriniz Benim için Önemli !

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...